"İnsanlar ikiye ayrılır: yakındakiler ve uzaktakiler. Bu ilk ayrım. Temel ayrım. Bundan sonra mambo iyice zorlaşıyor. Sadık olanlar va hainler, asiller ve alçaklar. Sağcılar ve solcular. Cesurlar ve korkaklar. Aptallar ve zekiler. İyiler ve kötüler. Kapitalistler ve korkaklar. Yaşayanlar ve ölüler. Fakat bundan önce, sadık ya o. çocuğu olmaktan önce, yakında ya da uzaktasındır ki bu yakın yerde olmak ya da uzak bir yerde olmak aynı değildir. Bu coğrafi değil, daha tarihsel bir durum. Dinle. Bazı insanlar sana ayakkabın kadar yakındır fakat onları göremezsin bile. Oysa bir başkası, öbür dünyada bile olsa, o insanı yüreğinde hissedersin."
Kabuk Sahili'nin sevdiğim yerlerinden biri bu... Yakınlık, uzaklık mevzusu... İçimden çok şey geçiyor aslında bunun üzerine ama derlenip toparlanamıyor. Onun için kısa keseceğim ve şöyle diyeceğim:
Zamanın kimleri yakınlaştırdığını kimleri uzaklaştırdığını bilemezsin... Ne yakındaki uzaklara düşman ol ne de uzaktaki uzakları çok uzak görme... Uzak, yakın olur aklından çıkarma... Ne uzaktaki yakınlarına ne de yakındaki yakınlarına çok güvenme... Yakın, uzak olursa en güçlü düşmanın olur... İnsanlarla hep eşit mesafede ol demiyorum, dikkat et... Çünkü böyleleri, en kolay gözden çıkarılacak olan olur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder