
Çoğu zaman bu tahammülsüzlüğü, karşımdakine birşeyler anlatırken, karşımdaki kişinin yüzünde de görüyorum.
O andan itibaren artık konuşmayı, o kişiyi önemsememeye başlıyorum. Susuyorum... Içimden "herkes kendi derdinde, dahası yok, kırılma kimseye" diyorum ama kırılıyorum çok kırılıyorum ve yavaştan oralardan uzaklaşmanın yoluna bakıyorum...
Böyle böyle insanlardan uzaklaştıkça uzaklaşıyorum... Daha bencil , daha kötü, daha kırıcı biri olup çıkıyorum. Korkuyorum bu olumsuz değişimimden...
Ruhumun dinlemeye, öfkemin durulmaya ihtiyacı var. Ama hayat öyle hızlı ki ona yetişmeye çalışmaktan sürekli koşmaktan kendime zaman ayıramıyorum... Yazık halime... Bir şekilde titreyip kendime gelmeliyim... Içimde bir "bahar temizliği" yapıp kurtulmalıyım tüm bu kirlilikten, ancak o zaman "iyiliğin gücüne" inanabilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder