15 Nisan 2013 Pazartesi

Herkes Kendi Derdinde

Insanları dinleme, dediklerine değer verme özelliğim ile bilinirken artık insanların bana dertlerini, kaygılarını anlatması çok canımı sıkıyor. O zamanlarda tahammülsüz biri oluyorum. Söyledikleri herşey birer bahaneden ibaret gibi geliyor. Bir tek senin mi derdin var, bak ben neler yaşıyorum neler hissediyorum diyesim geliyor.
Çoğu zaman bu tahammülsüzlüğü, karşımdakine birşeyler anlatırken, karşımdaki kişinin yüzünde de görüyorum.
O andan itibaren artık konuşmayı, o kişiyi önemsememeye başlıyorum. Susuyorum... Içimden "herkes kendi derdinde, dahası yok, kırılma kimseye" diyorum ama kırılıyorum çok kırılıyorum ve yavaştan oralardan uzaklaşmanın yoluna bakıyorum...

Böyle böyle insanlardan uzaklaştıkça uzaklaşıyorum... Daha bencil , daha kötü, daha kırıcı biri olup çıkıyorum. Korkuyorum bu olumsuz değişimimden...

Ruhumun dinlemeye, öfkemin durulmaya ihtiyacı var. Ama hayat öyle hızlı ki ona yetişmeye çalışmaktan sürekli koşmaktan kendime zaman ayıramıyorum... Yazık halime... Bir şekilde titreyip kendime gelmeliyim... Içimde bir "bahar temizliği" yapıp kurtulmalıyım tüm bu kirlilikten, ancak o zaman "iyiliğin gücüne" inanabilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder