10 Ocak 2015 Cumartesi

Apolitik

Blogu açtığım günden beri apolitik bir duruş sergilemeye çalıştım. Ama bugün bu duruşumu bozmam gerektiğini hissediyorum. Çünkü artık haksızlığa, adaletsizliğe tahammül edemez bir hale geldim... 

Tüm dünyada bir karikatür dergisinin başına gelen felaket konuşuyor, günah keçisi olarak yine müslümanlar suçlanıyor. Neden aralarından radikallerin çıkmasına izin veriyor ki, diyorlar. Sanki kendi içlerinde hiç radikal gruplar yokmuş gibi, sanki sütten çıkmış ak kaşıklarmış gibi. Hatta birisi çıkıp, aralarındaki bu radikal kanser kitlesinden kurtulmadıkça tüm müslümanlar suçludur, diyor. Tepki amaçlı bir yürüyüşte İslam devleti bile olmayan ama halkının %99'u müslüman olan bir ülkenin başbakanı sanki bu saldırının arkasındaki dış mührakmış gibi dışlanıyor. Avrupa ülkeleri müslümanlara karşı çok daha sıkı tedbirler almaya başlıyor... Çünkü onlar terörist! Hepsi terörist! Özetle konuşuyorlar, suçluyorlar, yargılıyorlar... 

Ve bingo istenen oluyor, etki tepkiyi doğuruyor. Müslümanların terörist olarak damgalanmasına karşılık olarak "yüzün benden kara" tarzı misillemeler gelmeye başlıyor..  Ortaya çıkan tablonun dünyanın diğer tarafında olan haksızlıkları göstermekten çok daha başka işlerde kullanılacağı ise aşikar! 


Tüm bu olanlara rağmen bu ülkenin köklü gazetelerinden biri çıkıp, o derginin 3 milyon adet basılan özel baskısından dağıtıyor ve kapakta yine saldırıya neden olan şey var. Tabi bunu protestolar takip ediyor ve kısa bir süre sonra derginin kapak fotoğrafının gösterimine yayın yasağı getiriliyor. Ama bitiyor mu, hayır.. Bu seferde olay bir terör olayından siyasal bir olaya evriliyor. "O gazete nasıl bunu yayınlar!? Hadsizlere haddini bildireceğiz! "

Sıkıldım ve tiksindim: Provakatif/yanlı yayınlardan... Küçük hesaplar peşinde büyük şeylerin/kutsalların/değerlerin harcanıvermesinden! 

Dünya olarak eğer terörü bitirmekse amacımız, artık Kabil'in yolunu bırakmalı, birbirimizi kışkırtmaktan vazgeçmeliyiz... Eğer, birisinin kutsalına dil uzatıyorsan olacaklardan sende suçlusundur, değil mi! Bu hesap edilemeyecek bir şey değil, kim kutsalına dil uzatılmasına göz yumar ki? Tamam, bu kadarını siz bile beklemiyordunuz ama biz müslümanlar hiç beklemiyorduk/istemiyorduk. Biz kalbimizle buğz etmeyi seçip, Allah'a bırakmıştık... Bir müslüman olarak, olan için üzgünüm, dünyanın diğer yerlerindeki gözyaşlarına üzüldüğüm kadar... Ve biz müslümanların adını kötüleyenlerden de buğz ediyorum, akibetlerini Allah'a ve ahiret gününe havale ediyorum!!! Allah'ın adaleti büyüktür... Ama olanlar için kimseden af dilenmiyorum... Çünkü insanlığın günahlarını affedecek tek mercii Allah'tır.



Son olarak, hala umut var, dememi sağlayan bir sosyal deneyin videosu, izleyin... Her zaman ki gibi, kadınlar tepkilerini çok daha güzel ortaya koyuyor :) 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder