17 Eylül 2011 Cumartesi

Torunuma Mektuplar-2

Sevgili Torunum,
Bugün seninle birazcık dizilerin dünyasına girip çıkalım diyorum. Türkiye'de bu sıralar Kore dizileri revaçta.. Neredeyse anında çeviri hizmeti sağlayan arkadaşlarımız sayesinde korede neler ouyor bitiyor hemencik öğrenebiliyoruz... Kore'yi hiç görmemiş hatta Koreli biriyle bile hiç konuşmamış olan bizlerin bu hayranığı beni bile şaşırtıyor... Düşün ben bile "Korece" öğrenmeye başladım, sitelerden videolu ve yazılı kaynaklar topladım hatta bir kısmını bastırdım ki çalışması kolay olsun. Harflerimiz farklı olduğu için adaptasyonda zorluk çekiyorum ama olsun bunu da yaparız :)) Hem kimbilir belki bu sayede deden Koreli biri olmuştur :)

Türk dizilerinin suyu mu çıktı dersen, galiba cevabım "evet" olacak.. Bizim Türk dizilerini beğenenlerde var hele son zamanlarda "Öyle bir geçer zaman ki" çok göz dolduran bir dizi. Azerbaycanda falan çok fanı varmış.. Bizim Türk dizilerini en çok sevenlerse Araplar. Mesela "Ihlamurlar Altında" ve "Asi" ile yıldızı parlayan "Gönülçelen"le yükselmeye devam eden Tuba Büyüküstün'ün evlilik dışı hamile kaldığını duyunca "Türkiye'de böyle şeyler sadece dizilerde oluyor, sanıyorduk" demişler ve bir kaç yıl öncesine kadar böyle birşeye çok sert tepki gösterenler şimdi konuya daha az daha tepki göstermişler... Onlar bile dizilerimiz sayesinde(!) böyle bir durumu normalsemişler... Balkanlardan dizilerimize gelen tepki ise daha değişik... "Eğer siz gerçekten dizilerinizdeki gibi yaşıyorsanız, Sırplardan bile daha betersiniz" demişler..(Bu biraz acı olmuş sanki :))
Bizim dizilerimiz "kültürel bir dejenerasyona" uğramış... At izi, it izine karışmış; kimin iyi kimin kötü olduğu belli değil. İki bölüm öncesinde o karakterin kötü olduğuna yemin ederken, iki bölüm sonrasında ama, o da haklı be abi, demeden edemiyoruz... Bizim dizilerimiz siyah-beyaz değil, gri... Ben bunu sevmiyorum. Eski "Yeşilçam" tarzı iyi ile kötünün belli olduğu, masum aşkların, temiz yürekli aşıkların olduğu terbiyeli şeyler izlemek istiyorum. Bu da Kore dizilerinde var... Aşk madem üstün bir duygu, o zaman bunu ayaklar altına alan diziler/filmler çekmeyeceksin.
Ama Kore dizilerini de eleştirenler var. Olmaz mı.. Duygu sömürüsü yapıyor, aynı bir zamanlar "Yeşilçam" filmlerinde olduğu gibi, diyorlar... Hep aynı hikaye diyorlar... Evet haklılık payları var, biraz öyle... Ama bizimkileri katlar gene de... (Gerçi son zamanlarda onlarda bozuluyor sanki :S )
Neyse ilerde liste şeklinde beğendiğim dizileri filmleri önereceğim, İnşallah... Benimle benzer duyguları hissedince açar izlersin birini..

20 yaşındaki ninenden bugünlük bu kadar..  Neşe ile kal, emi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder